Yargı reformuna veto

Yargı reformuna veto

Cumhuriyet 

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kamuoyunda hükümetin demokratikleşme konusunda attığı en ciddi adım olarak nitelendirilen yargı reformuna ilişkin yasayı “gözaltı süresini kısalttığı ve tutuklulukta geçen süreye sınırlama getirdiği” gerekçesiyle dün veto etti.

Özal, veto gerekçesinde “genel suçlarla terör suçlarının aynı ölçüler içinde değerlendirilmesinin büyük sakıncalar doğuracağı” görüşüne dayandırdı. Özal, veto gerekçelerini açıklarken, ifade ettiği endişelerin, 22 mayıs cuma günü yapılan üst düzey bir toplantıda, hükümet yetkilileri tarafından da dile getirildiğine dikkat çekti. ÖZal aynı toplantıda, Başbakan Süleyman Demirel’in de yasada bu endişelerden kaynaklanan düzenleme yapılması isteğine katıldıklarını savundu.

Özal, dün TBMM’ye gönderdiği ve kamuoyunda “yargı reformu yasası” olarak bilinen Ceza Muhakemeleri Usul, Polis, DGM ve Terörle Mücadele Yasaları’nda değişiklik öngören veto gerekçesinde, yasa ile getirilen düzenlemelere ilişkin taşıdığı endişelerin, 22 mayıs cuma günü yapılan bir toplantıda hükümet üyelerince de dile getirildiğine dikkat çekti. ÖZal’ın sözünü ettiği üst düzeyli toplantının Milli Güvenlik Kurulu olabileceği ifade ediliyor. ÖZal vero gerekçesinde bu konuda şöyle dedi:

“21 mayıs 1992 tarih ve 3801 sayılı kanunun TBMM Genel Kurulu’nda kabulünden bir gün sonra, 22 Mayıs 1992 tarihinde yapılan üst düzey bir toplantıda, başta hükümet yetkilileri ve yöneticiler olmak üzere, bu kanunla yürürlükten kaldırılan ve içeriği yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında büyük endişelerini açıklamışlar, doğacak kanuni boşlukların yaratacağı olumsuz durumlara değinerek, bu konularda vakit geçirilmeden yeni düzenlemelere gidilmesini ve bu düzenlemelerin olağanüstü hal ve terörle mücadele konularını menfi yönde etkilemeyecek şekilde yapılması gereğini, önemli gerekçelerle ortaya koymuşlardır. Sayın Başbakan’ın da katıldığı bu düzenleme ihtiyacı, kanun yürürlüğe girmeden önce bir defa daha incelenmesini gerektiren ayrı bir sebep olarak değerlendirilmiştir.”

Özal, temel hak ve özgürlüklerin özüne ve ruhuna uygun olarak yasayla sınırlanabileceği yönündeki anayasa hükmünü anımsatarak “Hal böyle olunca savaş, seferberlik, sıkıyönetim, veya olağanüstü hallerle bu olağanüstü durumların ortaya çıkardığı ağır tehlikeleri normal hallerle bir tutmak anayasanın  13, 14 ve 15. maddelerine aykırı olacaktır”dedi. 

Benzer Yazılar

2 Mart 1994 – DEP Milletvekillerinin Dokunulmazlıkları Kaldırıldı

Haberler 2 ay önce

Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Mahmut Alınak, Sırrı Sakık… Bugün, Kürt sorununun demokratik çözümünü politik ajandasının merkezine koyan DEPli milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Hatip Dicle ile Orhan Doğan, meclis kapısında gözaltına alındı. *** Şimdi filmi biraz geri saralım ve DEP’lilerin tutuklanmasına giden sürece DEP’e, HEP’e ve Kürt milletvekillerinin parlamento maceralarına biraz daha yakından bakalım. 1983’te kabul edilen Siyasi Partiler Kanununun özellikle 81. maddesi, Kürtlerin ve ezilen tüm halkların haklarını savunan bir siyasi partinin var olma koşullarını ortadan kaldırıyordu. Bu yasa ile Türkiye’de Türklerden farklı bir halkın ve Türkçeden farklı bir dilin varlığını, haklarını savunmak şöyle dursun “ileri sürmek” dahi yasaklanmıştı. Bu sebeple tam olarak “içlerine sinen” ve Kürt sorununun demokratik çözümü, tüm Türkiye’de demokratikleşmenin sağlanması gibi esas gündemlerini dile getirebilecekleri bir parti kurma yoluna gidememişlerdi. 1987 Genel Seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti içerisinde siyaset yapmaya başlayan bugün yakinen tanıdığımız Ahmet Türk, Mahmut Alınak, İbrahim Aksoy ve daha birçok […]

Faili meçhul cinayetleri araştıran DEP vekili Sincar Batman’da öldürüldü

Haberler 3 ay önce

DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, faili meçhul cinayetleri araştırmak üzere gittiği Batman’da öldürüldü. ANKARA– Batman’da yeniden tırmanışa geçen faili meçhul cinayetleri araştıran ve aralarında DEP Milletvekillerinin de bulunduğu gruba silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda, DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar ve DEP Batman İl Yönetim Kurulu üyesi Metin Özdemir öldürüldü. Saldırı sonrasında Batman’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasak, belediye hoparlörlerinden anons edilirken, şehrin belirli konumlarına zırhlı askeri araçlar yerleştirildi. ‘CİNAYET İŞLENENE KADAR ORTADA TEK BİR POLİS YOKKEN, OLAYDAN ÜÇ DAKİKA SONRA OLAĞANÜSTÜ ÖNLEMLER ALINDI’ Batman’da faili meçhul cinayetleri araştırmak için yürütülen çalışmalar kapsamında kendilerine hiçbir güvenlik görevlisinin eşlik etmediğini hatırlatan DEP Milletvekili Leyla Zana, “Ne ilginçtir ki cinayet işlenene kadar ortada tek bir polis yokken, olaydan üç dakika sonra olağanüstü önlemler alındı” ifadelerini kullandı. BAŞBAKAN ÇİLLER: ‘DEVLET OLAYA HEMEN EL KOYMUŞTUR’ DEP Milletvekili Sincar ve parti yöneticisi Özdemir’in öldürülmesinin ardından Bakanlar Kurulu olağanüstü toplandı. Cinayete dair açıklama yapan Başbakan Tansu Çiller […]

Bizim onur tutanağımız, onların utanç tablosu

Haberler 3 ay önce

Özgür Gündem Özgür Gündem yayına başladığında nelerle karşılaşacağını, hangi baskılara göğüs germek zorunda olacağını biliyordu. Fakat halkların sesi, emekçilerin sesi, kadınların, çocukların, düzene muhalefet edenlerin, işkence görenlerin, köylerinden sürülenlerin, düzene karşı sesini yükseltmek isteyenlerin bir sesi, kürsüsü olmalıuydı. Sahibinin sesi haline gelen yazılı ve görüntülü medyaya, Mehmetçik Gazetecilere aykırı bir ses çıkmalıydı. Bu ses ve kürsü olma görevi Gündeme düştü. Gündem bütün çalışanlarıyla bu görevi üstlendi, yüklendi ve bugüne kadar taşıdı. Taşımaya da devam etmeye kararlı. Geçmişte karşılaştığı baskıları göğüslemeyi nasıl göze aldıysa bundan sonra karşılaşacağı baskıları da göğüslemeye hazır olacaktır. Gündem çıktığından bugüne kadar muhabirinden, yazarına, dağıtıcısından, teleksçisine kadar hangi baskılar, tehditler, katledilmelerle karşılaştığını hatırlamak bundan sonra neleri göğüslemeye hazırlandığı konusunda iyi örnektir. 1992 yılı, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik ihlallerin en fazla yaşandığı yıllardan biri oldu. Türkiye’de hiçbir dönemde olmadığı kadar çok sayıda gazeteci yaşamını yitirdi. 1992 yılı içinde 11 gazeteci uğradıkları silahlı saldırılar sonucu yaşamını yitirdi. Öldürülen gazetecilerden […]

0 Yorum

Yorum Yaz

Rastgele